Ameliyatsız Kanser Tedavileri ve Girişimsel Onkolojinin Tarihi ve Geleceği

Ameliyatsız Kanser Tedavileri ve Girişimsel Onkolojinin Tarihi ve Geleceği

Kanser onlarca yıldır önemli bir sağlık sorunu olmuştur ve dünya çapında milyonlarca insanı etkilemiştir. Geleneksel kanser tedavileri çoğunlukla invazif olabilen ve yan etkileri olabilen cerrahi, kemoterapi ve radyasyon terapisini içerir. Ancak tıptaki ilerlemeler, ameliyatsız kanser tedavilerinin ve girişimsel onkolojinin gelişmesine yol açarak kanserle mücadelede yeni umutlar doğurmuştur.

Ameliyatsız Kanser Tedavileri:

Kemoterapi: Bu tedavi türü, kanser hücrelerini öldürmek için ilaçların kullanılmasını içerir. Onlarca yıldır kullanılmasına rağmen kanser hücrelerine özgü değildir ve sağlıklı hücreleri de etkileyerek saç dökülmesi, bulantı ve kusma gibi yan etkilere neden olabilir.

Radyasyon tedavisi: Bu tedavi, kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili radyasyonun kullanılmasını içerir. Cerrahi veya kemoterapiyle birlikte kullanılabilir. Radyasyon tedavisinin yan etkileri yorgunluk, cilt tahrişi ve saç dökülmesini içerir.

İmmünoterapi: Bu yeni tedavi, kanser hücreleriyle savaşmak için vücudun bağışıklık sistemini kullanmayı içerir. Kanser hücrelerine özel olması ve sağlıklı hücrelere zarar vermemesi nedeniyle daha az yan etkiye neden olur. Ancak her hasta bu tedaviye uygun değildir ve pahalı olabilir.

Hedefe yönelik tedavi: Bu tedavi, kanser hücrelerinin büyümesinde ve yayılmasında rol oynayan spesifik genleri veya proteinleri hedef alan ilaçların kullanılmasını içerir. Aynı zamanda kanser hücrelerine özel olması ve sağlıklı hücrelere zarar vermemesi nedeniyle daha az yan etkiye neden olur.

Minimal invaziv (girişimsel) , kanser tedavisinde girişimsel yöntemlerin minimal kullanımını içeren bir tıp alanıdır. Bu yöntemlerle cerrahi müdahalelerde cerrahi alet kullanımının azaltılması ve hastanın iyileşme süresinin kısaltılması amaçlanmaktadır. Minimal girişimsel onkoloji, laparoskopik cerrahi, robotik cerrahi, endoskopik cerrahi ve girişimsel radyoloji ile uygulanan dondurma (kriyoablasyon), yakma (radyofrekans ablasyonu) gibi farklı yöntemleri içerebilir.

  • Laparoskopik cerrahi: Bu yöntem, cerrahi müdahale sırasında cerrahi aletlerin küçük deliklerden geçirilerek kullanılmasını içerir. Laparoskopik cerrahi, açık cerrahiye göre cerrahi müdahale sırasında daha az doku hasarına neden olur ve hastanın iyileşme süresini kısaltır.
  • Robotik cerrahi: Bu yöntem, cerrahi müdahale sırasında cerrahi aletlerin robot teknolojisi kullanılarak kontrol edilmesini içerir. Robotik cerrahi, cerrahi müdahale sırasında açık cerrahiye göre daha az doku hasarına neden olur ve hastanın iyileşme süresini kısaltır.
  • Endoskopik cerrahi: Bu yöntem, ameliyat sırasında bir endoskop (büyütme ve ışık yayma özelliğine sahip optik bir cihaz) kullanılarak cerrahi aletlerin kontrol edilmesini içerir. Endoskopik cerrahi, cerrahi müdahale sırasında açık cerrahiye göre daha az doku hasarına neden olur ve hastanın iyileşme süresini kısaltır.
  • Girişimsel radyoloji uygulamaları: Kısaca beslenme damarını yakarak, dondurarak veya bloke ederek tümörün yok edilmesini amaçlayan uygulamalardır. Bu müdahaleler kanserli hücrelerin çoğalmasını önlemeyi amaçlar ve genellikle cerrahi müdahale gerektirmez. Minimal invaziv uygulamalar genellikle genel anestezi gerektirmez, işlemler lokal anestezi altında yapılır. Onkolojide girişimsel radyoloji uygulamaları aşağıdakileri içerebilir.
  • Radyofrekans ablasyonu (RFA): Bu yöntem kanserli dokuyu ısıtarak yok etmeyi amaçlamaktadır.
  • Embolizasyon: Bu yöntem, tümöre kan taşıyan arterleri bloke ederek kanser hücrelerinin beslenmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Embolizasyon, kanser hücrelerinin çoğalmasını ve büyümelerinin durdurulmasını önleyen bir tedavi seçeneğidir.
  • Kemoembolizasyon: Bu yöntem kanserli hücrelerin çoğalmasını engelleyen ilaçların verilmesini ve kanserli hücrelerin beslenmesini engellemeyi amaçlamaktadır.
  • Kriyoablasyon: Bu yöntem kanserli dokuyu dondurarak çalışır.
  • Mikrodalga ablasyonu: Mikrodalga enerji kaynağı kullanılarak bir tümör veya diğer doku anormalliklerinin tedavisi. Bu yöntem, tümörün veya diğer anormal dokunun hızlı bir şekilde ısıtılmasını ve böylece dokunun tahrip edilmesini sağlar.

Girişimsel Onkoloji:

Girişimsel onkoloji, kanseri teşhis etmek ve tedavi etmek için minimal invazif tekniklerin kullanılmasına odaklanan bir tıp alanıdır. Bu alan, kanser hücrelerini yok etmek için ısıyı kullanan radyofrekans ablasyonu ve tümörlere kan akışını engelleyen embolizasyon gibi prosedürleri içerir.

Ameliyatsız Kanser Tedavileri ve Girişimsel Onkolojinin Tarihçesi:

Cerrahi dışı kanser tedavileri ve girişimsel onkolojinin geleneksel kanser tedavilerine göre nispeten kısa bir geçmişi vardır. Kemoterapi ilk kez 1940’larda, radyasyon tedavisi ise 1950’lerde kullanıldı. İmmünoterapi ve hedefe yönelik tedavi, son yıllarda popülerlik kazanan nispeten yeni tedavilerdir.

Comments are closed.